9 Ekim 2020 Cuma

Diabolik 04 / Çalınan Maske


Dijitalleşen dünyada, mecburiyetten kaynaklı olarak biz de arşivleri dijital ortama aktarmak zorunda kalıyoruz. Bu bir yanıyla üzücü ve can sıkıcı bir durum olsa da diğer yandan bakıldığında ise hem yer kazandırma hem de her an her yerden kolayca ulaşma konusunda da büyük bir rahatlık sağlıyor. Elinizin altındaki 1000 tane çizgi romanı her yere götürmenin tek yolu dijital bir arşiv oluşturmaktan geçiyor.

Biz de hem kendi adımıza bu arşivi oluşturmak hem de başkalarının dijital çizgi roman arşivine katkı sağlayabilmek adına çıktığımız yolda her gün yeni bir çizgi roman ile desteğimizi esirgememeye çalışıyoruz.

Çalınan Maske

Yukarıda bahsettiğimiz küçük çabanın ürünlerinden biri olan Diabolik Türkçe arşivinin oluşması için yeni sayı olan Çalınan Maske’yi beğeninize sunuyoruz.

Akşam yemeği öncesi Kuyumcu Morgan’ın maskesini yeni bitirmiş olan Diabolik ve Eva yola çıktıklarında başlarına basit ama çetrefilli olaylara dönüşecek bir durumda kalacaklarını hesaplayamıyorlar. Akşam yemeği öncesi olduğu için yoldaki bir restoranda yemek yemek için durduklarında Diabolik’in arabası, içinde Morgan’ın maskesi olduğu halde çalınır. İşin karmaşası ve bizim açımızdan eğlencesi de heyecanı da bu noktadan sonra başlar.

Gittikçe derinleşen ve farklılaşan bu olay örgüsü Diabolik ve Eva’nın başına büyük işler açar. Ama hey.. adam efsanevi bir anti-kahraman.. tabi ki sonuç onun lehine olacaktır, pek çok zaman olduğu gibi.

Yayınlamakta olduğumuz, daha önceleri Günaydın Gazetesi eki olarak verilen ve adı sırf ticari kaygılarla Kara Şeytan olarak değiştirilen Diabolik’in Türkçe maceraları sınırlı sayıda. Amacımız arşivi genişletmek üzerine kurulu olduğu için Diabolik’in yayınlanmamış sayılarını da orijinal formatında ama Türkçe olarak yayınlamayı istiyoruz.

Tabi bunun için bize büyük destek lazım. İtalyanca bilen arkadaşlar ya da Diabolik’in orijinal sayılarını elinde bulunduranlar iletişime geçip bu konuda destek olabilirler.

O eski eğlenceli ve mutlu günlerin çok gerilerde kaldığı dünyamızda, yatakta yatarken sırtımızı dünyaya yüzümüzü duvara dönüp elimize alıp okuduğumuz çizgi romanlarla ayakta kalmaya çalışıyoruz hala. Bu çabanın sadece kendimizi kaybetmemek, yitip gitmemek, başka bir şeye hatta Gregor Samsa’ya dönüşmemek olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Neyse, uzattık yine…

Boş durmayın, okuyun!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder