21 Ekim 2020 Çarşamba

Diabolik 08 / Beyaz Ölüm

Kahraman mı anti – kahraman mı, suç dehası mı, iyilik meleği mi… ne olduğu son derece muğlak bir karakter olan Diabolik’in 8. Sayısıyla yayındayız. İtalyan çizgi roman ekolünün önemli temsilcilerinden, Fumetti Neri’nin başlangıç noktası Diabolik ile olan maceralarımız devam ediyor. Elbette bunun için bize değil Günaydın Gazetesi’ne teşekkür etmeniz gerekiyor. Zira biz sadece onların yaptığını ayakta tutuyoruz gibi bir durumdayız. Zamanla daha iyi işler yapacağımıza olan inancımız da tam. Bunların başında da Diabolik çevirileri geliyor ki bundan daha önce de bahsetmiştik. Yine aynı konu içerisinde bu konuda ciddi şekilde desteğe ihtiyacımız olduğunu da söylemiştik. Burada tekrarlayalım istedik. 

Beyaz Ölüm

Yeni sayı gecenin bir vakti kumsalda başlıyor. 2 tehlikeli tip bir koyda kumsala çıkan teknedekileri izliyorlar. Belli ki işin sonunda cinayetin olduğu bir durumdalar. İşleri bitip Saylon’un yanına gittiklerinde meseleyi daha iyi anlıyoruz: 10 milyarlık beyaz.

Olaya her zaman olduğu gibi “dinleme” yaparak katılan Diabolik ve Eva ile birlikte konu gelişiyor. Çok fazla ölümün, kaçırılmanın ve şiddetin olduğu sayıda üstüne üstlük bir de “tımarhane”den kaçmış intikam peşinde bir kardeş karakteri de bulunuyor.

Klasik bir Diabolik hikayesi yani. Her tür karmaşaya yol açabilecek her türlü bileşen mevcut. Asıl soru kahramanımız bütün bunların üstesinden gelip sonunda Eva’yı öpebilecek mi? 

Sonunu tahmin etseniz bile okumaktan, izlemekten, incelemekten vazgeçemedeğimiz çizgi romanlar bizi daha da mutlu ediyor. Bu konuda da açıkçası Diabolik’ten daha iyisi yok. Bazen konunun nasıl gideceğini, gelişeceğini tahmin eder gibi olsak da sıklıkla karmakarışık hal alan durumlar içerisinde kalıyor hikayeler. Sonucu bilsek de anlatılanlar o kadar etkileyici oluyor ki bittiğinde insana, okura “vay be” dedirtebiliyor.

Sırtımızı dış dünyaya dönüp, elimize aldığımız ucuz, kalitesi düşük baskılı çizgi romanlarla hayata tutunmayı başardığımız o eski güzel günlerdeki gibi bir hissiyatı hala yaşatabiliyor olduğu için Diabolik’e ayrıca teşekkür etmek ve ona sırf bu yüzden minnettar olmak bizim için büyük bir borç. Sizi bilemeyiz, bu konuda ne düşünür, ne hissedersiniz ama bizdeki durum bu!

Boş durmayın, okuyun!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder